31 Ocak 2015 Cumartesi

Tarlabaşı’nda bir ben varım, bir senin yokluğun

Asaf Çiyiltepe (1934-7 Haziran 1967)

Ast’ın kurucusu olarak kabul edilen Asaf Çiyiltepe, gençliğinden beri amatör tiyatrolarda yer alır ve politik tiyatroya ilgi duymaya başlar. Ancak asıl olarak Fransa’ya gittikten sonra 60’lı yıllarda tüm dünyayı saran politik tiyatroyla tanışma fırsatı yakalar. Fransa ona çok şey katmıştır, Fransa da Fransa halk ulusal tiyatrosunda çalışır ve bu hareketin içinde bulunur. Aynı dönemde Fransa’da reji asistanlığı yapar ve buradan aldığı birikimle Türk çağdaş politik tiyatro hareketini başlatır.
 Fransa’dan Türkiye’ye döndüğünde kendi gibi dinamik, kültürlü tiyatrocuları toplar ve İstanbul’da Arena Tiyatrosu’nu kurarlar. Bu adım günümüze kadar da devam edecek olan devrimci, politik tiyatro oluşumunun ilk adımlarıdır.
 Uzun ve zorlu çalışmaların sonucunda Alfred Jarry’nin yazmış olduğu ‘Übü’ oyununu ilk oyun olarak Arena Tiyatrosu’nda sergilerler. Bu oyun İstanbul seyirci tarafından büyük bir beğeni kazansa da Arena Tiyatrosu’ndan ayrılmalarına neden olur. Bundan sonra yolumuz hep aynıdır, diyerek ‘Übü’ oyunuyla turneye çıkarlar ve Ankara seyircisiyle buluşurlar. Ankara sanatsal ve kültürel iklimi ile onları kucaklar ve Ankara’da, ilk adı Ankara Sanat Topluluğu olan AST’ ı kurarlar. Artık sanat yolculuklarına Ankara’da devam edeceklerdir. Yine uzun ve zorlu çalışmaların ardından “yeni tiyatro her şeyden önce bir ‘dışlamadır’ tepkidir” diyerek ‘Godot’ yu Beklerken’ adlı oyunu sahneye koymuşlardır. Asaf Çiyiltepe, bu oyunu seçmelerinin sebebini “Ankara Sanat Topluluğu, Godot’yu tiyatro sanatımızın gelişmesi için araştırıcı bir unsur olarak kabul ediyor ve giderek tiyatroseverlere bu yoldan yararlı olacağımıza inanıyor.” diyerek açıklamıştır.
  Asaf Çiyiltepe, toplumcu, devrimci tiyatro anlayışını sadece sahne üzerinde değil, çıktığı turnelerde yaşadıkları olaylara karşı yaklaşımıyla da göstermiştir. Öyle ki bunu ‘Ayak Bacak Fabrikası’ oyunuyla çıktıkları turne de Elazığ’ın Maden ilçesinde yaşadıkları olayda da görürüz. Yine bir turne sırasında Elazığ’ın Maden kazısana oyunu sahnelemek için giderler. Oyunu başlamasına çok az vardır ve salonun dışı tıklım tıklım işçilerle doludur, ancak içeride 3, 4 kişi vardır. Bunu üzerine Asaf Çiyiltepe durumu anlamak için sorar. Salonda erlerini almış oyunu bekleyen 3, 4 mühendis, “Siz oynayın oyunu yalnız biz izleyeceğiz, paranızı da vereceğiz.” der. Asaf çiyltepe de, “Biz buraya işçiler için geldik, eğer kapılar açılmazsa oyunu oynamayız.” der ve bunun sonucundan kapılar açılır oyun oynanır ve oyun işçilerin büyük alkışıyla son bulur.
 Daha sonraki süreçte de Asaf Çiyiltepe, ‘Ölü Canlar’, ‘Sultan Gelin’, ‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi’ gibi oyunlar sahneye koyar, kimi oyunlarda da rol alır.1967 de ise yine Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Orhan Kemal’in ‘72. Koğuş’ adlı oyununu sahneler. Bu oyun sanatseverler derneğince yılın en iyi oyunu seçilmiştir.
Çiyiltepe, hem sanatçı duruşuyla, hem toplumcu bakışıyla, hem de oyunlardaki rejisiyle büyük övgüler alır. Maalesef Çiyiltepe, oyunun üç sezon boyunca sahnelenerek 140 bin kişi civarında seyirciyle buluştuğunu göremeden, 7 Haziran 1967 de bir turne seyahati sırasında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeder.
  Çiyiltepe, tiyatro yaşamının yanı sıra şairliğiyle de tanınan biridir. Şiirleriyle İkinci Yeni akımı içinde yer almış ve şiirin yanı sıra yazıları da Yenilik, Mavi ve Yeditepe gibi dönemin önemli dergilerinde yayımlanmıştır.
1957 de ise Yunus Nadi ödüllerinde en iyi şair ödülünü almıştır.

Tarlabaşı’nda bir ben varım, bir senin yokluğun


Bu Tarlabaşı’nda gece bir ben varım bir senin yokluğun

İnsanların yüzünü görmeliydin çevrede

Harpler yeniden başlamış sanırdın.

Bir şeyler anlatman gerekir bu saatten sonra
Yaşatman gerekir
Şarkı gibi ses gibi değil
İlk defa seni kattım gidilene dönülene
İlk defa sana ermek var
İlk defa seni anmak var
Artık bıktırdı tek başına hürlük
Gerçekten doğru bil söylediklerimi
Bu Tarlabaşı’nda gece bir ben varım bir senin yokluğun.

Harpler yeni bitmiş sanırdın
Daha bir ışık kalmadı
Tarlabaşı’ndan denize yolladığım uğultu
O kadar çoğaldı bu yaşayamadıklarımız


Asaf Çiyiltepe

Sıla Güven - Çetin Özpınar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder