31 Ocak 2015 Cumartesi

Bir kalem, bir düşünce

BİR DOĞUM GÜNÜ İÇİN

Göklerin yüzü güldü mü
Dünyaya geldiğin zaman? 
Azgın sular duruldu mu 
Dünyaya geldiğin zaman? 

Güneşler gibi tek miydin? 
Ay ışığından ak mıydın? 
Böyle nazlı çiçek miydin? 
Dünyaya geldiğin zaman? 

Yıldızlar halin sordu mu? 
Bulutlar selam durdu mu? 
Yerlerin kalbi vurdu mu? 
Dünyaya geldiğin zaman? 

Aşkını candan duymuşum, 
Canım yoluna koymuşum. 
Tam dokuz yaşındaymışım 
Dünyaya geldiğin zaman. 

Kimbilir nasıl güzeldin, 
Göklerden yere süzüldün... 
Benim alnıma yazıldın 
Dünyaya geldiğin zaman 


(1933)


    Yazıya bu güzel şiirle başlamamın nedeni, edebiyatımızın en önemli ustalarından olan,betimlemelerine aşık olduğum, Sabahattin Ali'nin 107. Doğum yılı olması. 25 Şubat 1907'de Gümülcine'de dünyaya gelmiştir.Çocukluğundan beri hayatında hep bir keder vardır.Yaşadıklarını kimi zaman şiir kimi zaman ise öykü ve deneme kitaplarında anlatmıştır.Daha 48 indeyken ''Milli Duygular'' adı altında öldürüldü...
    Babasına hayran olan Sabahattin Ali,babasının ölümü üzerine çektiği acıyı kağıda dökerek bizlerle paylaşmıştır.Babasının ölümünden annesini ve onun hastalığını sorumlu tutmuştur.2 yıl sonra girdiği sınavı kazanarak Almanya'ya gidiyor. Almanya, Sabahattin Ali için bir dönüm noktası olmuştur.Sosyalizmi birinci ağızdan öğrenmiş,kulaktan dolma bir toplumculuğa sahip olmamıştır.
    O dönemlerde Nazi Almanyasını görmesede faşizmi hissetmiş kısa bir süre sonra Türkiye özlemi başlamıştır.Şimdi şu noktaya gelmek istiyorum Türkiye özlemi olan bir insanın Milli Duygular adı altında öldürülmesindeki uyumsuzluğu görüyormusunuz?
    Yaşanan bir olay sonrası eğitimi tamamlanmadan yurda dönmüş(1930) aynı yıl Aydın Ortaokulu'nda Almanca öğretmenliğine başlamıştır.1931'de öğretmenlik yaptığı okulda propaganda yapıyor diye 3 ay tutuklu kalmıştır. Sonrasında ise Konya Ortaokulu'na ataması yapılmıştır.
    Ertesi yıl,bir eğlencede Atatürkü hicveden bir konu okuduğu ileri sürülerek emniyet güçleri tarafından tutuklanmış ve cezasını sürmek üzere şu meşhur dışarıdan bakılınca tüyleri ürperten çoğu dizide gördüğünüz Sinop Cezaevi'ne gönderilir. Orada bile dilinin güzelliğini ''Aldırma Gönül'' adlı şiirinde görebiliriz.Ayrıca ''Duvar'' isimli öyküyü de bu dönemde yazmıştır.
    Yaklaşık 1 yıl sonra 1933 yılında  aftan faydalanarak çıkan Sabahattin Ali,devlet katında sakıncalı bir isimdir ve artık öğretmen değildir.Atatürk'e hakarretten içeri giren Sabahattin Ali, Atatürk'e övgülü yazdığı şiirle Talim Terbiye Kuruluna atanmıştır.Hayatı iyi gitmeye başlamış evlenmiş ve Filiz doğmuştur.

   2.Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine tekrar askere alınmış terhis olmuştur.Nihal Atsız ve Sabahattin Ali zamanında yakın arkadaşken değişen ülke düzeninde onlarda kutuplaşmıştır. Türkiyenin savaş sonrasında bulunduğu durumu Sabahattin Ali'yi sakıncalı bulmuştur.
   1946'da Aziz Nesin ile beraber Marko Paşa dergisini çıkarmıştır.Yazılan yazılardan dolayı çeşitli kapatılma tehditleri almış,sonunda Ali'nin yazdığı bir yazıdan dolayı kapatılır.Ancak yılmadan yoluna devam edilir değişik isimlerle aynı dergi çıkartılır.Yazdığı yazıdan dolayı tutuklanan Sabahattin Ali içeriden çıkınca tekrar yazdığı bir yazıdan dolayı tekrar tutuklanır. Her insanın farklı düşüncelerine farklı yaşayış biçimine saygı gösterilmeyen bir toplumda o ülkenin o halini değiştiremiyorsan durmak çok gereksizdir ve Sabahattin Ali'de ülkeden kaçmayı kafasına koymuştur.Her yazdığından dolayı soruşturma başlatılıyor ve her an peşinde birileri geziyor.Bir tek adamın peşinde bu kadar adam, koca bir devlet olduğu için yürekliliğinden dolayıda ayrıca bir bakmak lazım olaya.
    Bir kamyon satın alır. Nakliyecilik bahanesiyle Bulgaristan'a kaçmak isteyen Sabahattin Ali, Ali Ertekinle irtibata geçer. Bulgaristan'a doğru giderlerken Kırklareli'nde bir ormanda başına taşla vurularak öldürüldü. (2 Nisan 1948) .
   Bu yıl ölümünün 66. Yıl dönümü...Aslında Sabahattin Ali'nin doğum günü için bir şeyler yazacaktım ama böyle bir hayat hikayesi görünce ne yazacağımı bilemedim.Başındada belirttiğim gibi edebiyatın en önemli en güçlü kalemlerinden olduğu kadar ''Direniş'' inde en önemli temsilcilerinden birisi. İyiki seni tanımamızı sağladın yüreği güçlü kalemi güçlü Sabahattin Ali...İyi ki doğdun...

Arda Ersel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder